| | ||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||
| |||||
 |
| | Konuyu Paylaş | Makale araçları | Stil |
| Nerede O Eski Kar Kalınlıkları? yazan: Oner Govsa 24 February 2011, 20:25
Ama ve en azından simdilik moralinizi bozmayın, fakat artık tum KM’lerimizde ve en uygun yapay kar teknik alt yapısını da kurup, onlem almak ve yapay kar destegine de baslamak gerekiyor. Aslında ve ulkemizde; 1980’li yılların sonlarından itibaren atmosferin ust tabakalarındaki sıcaklıklar artmaya yada o yıllardan itibaren ve nedense bu artısı, bizim ulkemiz giderek daha cok hissetmeye ve yasamaya da basladı. Atmosferin ust tabakalarına ait bu sıcaklık yukselis trendi ve genelde 1997 yılına kadar, nispeten daha yavas da olsa neticede artarak surdu. 1997 yılına gelindiginde, dunya kutup bolgelerindeki buzulların erimekte oldugunu fark etti ve keza dag buzullarındaki erime de fark edildi. Bundan sonrasında da, atmosferin ust tabakalarındaki sıcaklık artıslarının surati giderek artmaya ve olay da giderek hızlanmaya basladı. Ancak 2009 yılından itibaren ve ozellikle de orta ve kuzey Avrupa’daki kıs mevsimlerinde sıcaklık dususleri trendi olustu ve bu halen de yasanmaya devam ediyor gorunuyor, fakat bu olusum, orta Avrupa’ya oranla cok daha guney enlemlerde ( ornegin Uludag; İspanya Madrit’le yaklasık aynı onlemde yer alıyor ) yer alan ulkemize hic yansımadı ve bu goruntu de halen surmekte. Acıkcası ben; belli bir zaman icinde bu yansımayı bekliyorum ama, sadece bu yansımaya bel baglamak da, herhalde pek dogru olmayacaktır. Oysa ve o eski donemlerde; kıs mevsimleri icinde orta Avrupa’da yasananlar, kısa sure sonra nasılsa Balkan’lar yoluyla bizim ulkeye de gelirler ve daglarımızı da bol miktarda karlandırıp ve doguya da kayarak giderlerdi, ustelik ve bu yagıs koridoru uzerinden gelen ve boylesi en az 3 ile 5 arası ciddi bir yagıs dalga gecisi de yasanırdı. Keza orta Akdeniz kaynaklı gecisler sırasında da ve o donemlerde atmosferin ust tabakaları daha soguk oldugunu icin, daglarımızın yuksekleri de baya kar alırdı, hatta ve cogu kez de, en cok kar yagısı bu sistem sayesinde ve keza bu sistemin de, Balkan sistemiyle cakısıp birlesmesi sonucunda da gerceklesirdi. Fakat simdi ve bu aynı orta Akdeniz gecisleri, nedense daglarımızın cok yukseklerine bile, cogu kez yagmur, bazen karla karısık yagmur ve nadir olarak da biraz kar bırakabiliyor. Aslında; o ılıman ve yagmur agırlıklı El Nino donemi ( ama bu donemim sonrasındaki ilk yıl yada 2 yıl, biraz kurak gecerdi ) gibi, soguk ve nispeten kurak bir tur olan La Nina donemlerini de, artık ulkemiz eskisi gibi yasamıyor, ornegin El Nino donemi bile, daglarımıza eskiden yine cok kar bırakırdı, simdi daha cok yagmur agırlıklı olarak gerceklesiyor. Keza La Nina da, eskisi gibi soguk gecmiyor, sanki El Nino’nun biraz daha kurak ve soguk olanı seklinde gerceklesiyor. Ustelik La Nina donemlerinin bir yıl oncesi ve sonrasında ait yıllardaki kar kalınlıkları da, eskiden rekorlara sahne olurdu, dahası El Nino doneminin oncesindeki ilk yıl icin de de, yine benzer olusumlar yasanırdı, oysa artık bundan eser yok. Son 10 yıl icinde Kuzey Atlantik Osilasyonunun (NAO’nun ) ulkemiz uzerindeki etkileri fark edildi ve daha cok da bu etkiye onem ve oncelik verildi. Ama ve her ne olursa olsun, ulkemiz o eski kıs mevsimlerini ve daglarımız da, o eski kar kalınlıklarını artık yasamıyor gorunuyor. Olayın degismis oldugu da, maalesef ve artık apacık ortada ve o nedele de, artık pek cok teknolojik imkana sahip olmalarına da ragmen, yine de ve bir olcude eskiye donuk ( eski alıskanlıklar ve ogretiler de var ) bazı yorumlarla da desteklendigi icin, gunumuz meteorologları, meteoroloji muhendisleri ve hava tahmincileri de, artık eskisi gibi kolay ve dogru tahminleri yapabilmekte cok zorlanmaktalar. Ustelik ve ayrıca; aslında yine bu yasanan atmosferik degisikler sebebiyle de, ulkemize kayak sezonu, artık eski yıllara oranla biraz, hatta bazen de baya gecikerek geliyor, dahası bu kayak sezonları ve genelde eskisi kadar da uzun suremiyor. Halbuki eskiden kayak sezonu, bazen gec veya erken de gelebilirdi ama, genelde erken gelmisse, erken biter, lakin gec gelmisse de, genelde gec biterdi. Oysa ve simdilere baktıgımızda; sanki ulkemize, kıs mevsimi bile, artık o eski yıllarda oldugu gibi fazla ugramıyor ve ustelik siddeti de cok daha dusuk oluyor, sanki ulkemizdeki o eskı kısların yerini, cogu kez serin bahar ve biraz da soguk bahar almıs gibi gorunuyor. Tum bu olusumların neticesinde ve genel olarak; 1989 yılından itibaren ulkemizdeki daglara yagan ve biriken kar kalınlıkları da, dogal olarak bir dusus trendine de girdi, elimde eski yıllara ve Uludag oteller ( 1878 m’lik yukseklige ve 1’nci bolgeye ait, zaten o zaman 2’nci bolge yoktu ) bolgesine de ait olan ve yine o yıllardan hemen sonrasında DMİ tarafından ve bir dokum cedveli ve bir tablo halinde bana gonderilmis bulunan resmi veriler var ve o sebeple de, sizlere bu konu icin Uludag’dan ornekler verebilirim. Ornegin ve 1979 yılı da dahil, 1979 yılı ile, 1988 yılı da dahil, 1988 yılı arasındaki toplam 10 yılı kapsayan ve yine o yıllara ait ve DMİ’nin ( 1878 m’lik yukseklige sahip Uludag oteller bolgesinden olctugu ) resmi Uludag kar kalınlıkları maksimum yada rekor rakamlarına, kısaca bir goz atalım.  Yukarıdaki tabloda; Aralık ayında; 186 cm’lik bir kar rekoru yasanmıs, ayrıca bu donemde ve yine bu ay icinde gorulen maksimum kar kalınlıgı da, 65 cm’nin altına inmemis. Ocak ayında; 269 cm’lik bir kar rekoru yasanmıs ama, sadece 1988 yılı haric, aynı aya ait maksimum kar kalınlıkları da, asla 3 haneli olmanın dısına cıkmamıs. Subat ayında; 395 cm’lik bir kar rekoru yasanmıs, dahası bu doneme ve bu aya ait tum maksimum kar kalınlıkları da, yine hep 3 haneli olarak gerceklesmis. Mart ayında; 430 cm’lik bir kar rekor var ama, aynı ay icinde ve yine o doneme ait diger bazı yıllar icinde de, 425 cm’ler, 320 cm’ler ve 310 cm’ler de, maksimum olarak yasanmıs. Nisan ayında bile; 340 cm’lik bir kar rekoru olmus, dahası ve yine bu aynı donemde ve bu ay icinde de, maksimum kar kalınlıkları asla 104 cm’in altına da dusmemis. Dahası ve bu doneme ait Kasım ayı maksimum kar kalınlıgı rekoru bile; 135 cm olarak gerceklesmis ve ustelik de, yine bu aya ait en dusuk maksimum kar kalınlıgı da ve sadece bir defaya mahsus olarak 7 cm seklinde gerceklesmis, ama aynı donem ve ay icinde olculebilen maksimum kar kalınlık olculeri icinde; 12, 20, 34, 55, 56, 66, 69 ve 70 cm’ler bile yer almakta. Aynı doneme ve yine aynı aylara ait karla ortulu gun sayısı tablosuna ( yine DMİ’ye ait ) baktıgımızda da, Kasım ayına ve yine aynı doneme ait bu durum; en az toplam 3 gun ile, en cok toplam 25 gun arasında degisiyor. Aralık ayına ve yine aynı doneme ait bu durum; en az toplam 20 gun ile, en cok toplam 31 gun arasında degisiyor, arada daha degisik rakamlar var ama, bu en az toplam 20 gun, sadece 2 defa olmus, yani tum digerleri daha fazla gun sayısına sahipler. Ocak, Subat ve Mart aylarına ait ve yine aynı donemdeki karla ortulu gun sayıları da, sırasıyla ve aylara gore; 31, 28 ve 31 olarak tum gunlerin tamamını da kapsıyor. Nisan ayına ve yine aynı doneme ait bu durum; sadece bir kez toplam 24 gun olmus ve tum gerisi, toplam 30 gunun tamamını da doldurmus. Sonuc: Bence ve en azından simdilik asla moral bozmayın, artık tum KM’lerimizde, en uygun ve en dogru yapay kar teknik alt yapısını da kurup, onlem almak ve yapay kar destegine de baslamak gerekiyor. Genelde ve asla ıskalamadan ve yine genelde havanın acık ve soguk oldugu en uygun gunlerin gece yarılarında ( ama sogukluk sayet uygunsa, elbetteki gunduzleri de olabilir ) ve sıcaklıkların da en dip yaptıgı ve en dusuk seviyelere dustugu saatlerde, eksi 3’leri yada eksi 5’leri buldugumuz her zaman birimi icinde ve o sıra pistlerde kar olsun yada olmasın, bu yapay kar sistemiyle kayak pistlerine ve asla da ıskalamadan mutlaka kar yagdırıp ve yagdırdıgımız bu kar’ı da stoklamak gerekiyor. Tum Alp’ler bu teknigi kullanıyor, yani isi sadece Allah’a havale etmis degiller, orengin ve gecen hafta sonu, mevsimin son Slalom Dunya sampiyonası yarıslarının yapıldıgı o Garmisch kayak pistlerinin durumunu seyredenleriniz mutlaka gormustur, sayet orada boylesi ciddi bir teknik destek olmasaydı, o yarısma acaba orada yapılabilir miydi ? Biz de teknik onlemlerimiz artık almak ve isletmek zorundayız, yani isi sadece Allah’a havale etmemeliyiz, boylece cok daha yuksek bir kar garantisine da sahip olabiliriz. Kısaca ve hepimizin de bildigi gibi; saglanabilen en yuksek kar garantisi, bu sektorun ilk temel esasını olusturuyor. Not: Ornegin İzmir Bozdag’ın ilk acıldıgı yıl ve sonrası 2’nci yılda da ( yani 2000 yılından once ve ilk mustecir Ciftci doneminde ); aralık ayının ilk yarısı ve son yarısı icinde, ben Bozdag’da kayak yapmıstım, keza 10 Nisan’da bile kayak yapmıstım, ama artık ve simdilerde, acıkcası ve bu olasılık, sadece bir hayal haline geldi. Ulkemizdeki genel kayak sezonu ve yine genel olarak tum kayak merkezlerinde giderek kısalıyor ve bence bu kayak sezonu, gunumuzde ve en az 1 aylık bir sureyi de kaybetmis gibi gorunuyor. Dolayısıyla da, teknik onlem artık kesin bir sart haline geldi, hatta ve bana gore gec bile kalındı. Saygı, sevgi ve en iyi dileklerimle, bu cok onemli sektorel konuyu; ilgi, gorus ve katkılarınıza da sunuyorum. Oner Govsa. İns. Muh |
 Görüntüleme 28263
Yorumlar 48
|
Toplam Yorum 48
Yorumlar
17 September 2012, 20:54
| #19 (permalink) |
 Üyelik tarihi: Nov 2009 Nerden: izmir karsıyaka dogumlu ve halen de burada yasıyorum
Mesajlar: 4.494
| Dunya Sıcaklıkları, Zaman İcinde İste Boyle Artmıs Haberi, gecen gunku Milliyet Gazetesinde. Herneyse; bakalım bu kıs acaba nasıl olacak ? http://gundem.milliyet.com.tr/dunya-iste-boyle-isiniyor/gundem/gundemdetay/16.09.2012/1597069/default.htm Bu yıl iyi bir kıs vede bol karlar dilegiyle. Bu vesileyle; basta yazılarından pek cok sey ogrendigim Speed kardesime ve tabi diger tum kardeslerime de en icten duygularımla, saygılarım vede sevgilerimle. Oner Govsa |
| Konu Oner Govsa tarafından (17 September 2012 Saat 20:58 ) değiştirilmiştir.. | |
| |
|
13 October 2012, 13:36
| #20 (permalink) |
| Üyelik tarihi: Nov 2009 Nerden: izmir karsıyaka dogumlu ve halen de burada yasıyorum
Mesajlar: 4.494
| Ama ve ote yandan; kuresel sıcaklık artısı konusunda, bu defa da kafa karıstırıcı terslikte, cok farklı ve tamamen de yeni bir baska durum daha var gibi gorunuyor. Milliyet.com.tr » Gündem» <LI class=current>Haber Güney Kutbu’nda buzullar artıyor Antartika kıtasında buzullar son 30 yılın rekor seviyesine erişti. ABD’nin Colorado eyaletinde bulunan Ulusal Kar ve Buzul Veri Merkezi’nin uydu görüntülerine dayandırdığı tespitine göre, Antarktika’nın buzul oranı bu yıl eylül sonunda 19.44 kilometre kareye ulaştı. Yorum: 0  DIŞ HABERLER Böylece, Antarktika denizlerindeki buzul oranı son 30 yıldır her 10 yılda bir yüzde 1 oranında yükseldi. Son 50 yıldır dünyanın diğer bölgelerinin hızla ısınmasına karşın G. Kutbu’ndaki soğuma bilim dünyasını harekete geçirdi. Zira, geçen ay yine aynı merkez tarafından Kuzey Buz Denizi’ndeki buzulların 1979’dan bu yana yüzde 45 küçülerek son 30 yılın en düşük seviyesine gerilediği açıklanmıştı. Uzmanlar, G. Kutbu’ndaki bu “kafa karıştırıcı” gelişmenin küresel ısınmanın bir sonucu olduğunu savunuyor. Ayrıca bu konuyla ilgili olan Link'i de hemen alta tekrar ilave edeyim. http://gundem.milliyet.com.tr/guney-kutbu-nda-buzullar-artiyor/gundem/gundemdetay/13.10.2012/1611055/default.htm Saygıyla; bu cok ilginc ve cok da farklı gelismeyi ilgi ve goruslerinize ve tabi uzman katkılarına da sunmaktayım. Saygı, sevgiyle; hepimize, yakın ve uzak gelecekte de bol karlı tum donemler diliyorum. Oner Govsa |
|
| |
|
26 December 2012, 19:21
| #21 (permalink) |
| Üyelik tarihi: Nov 2009 Nerden: izmir karsıyaka dogumlu ve halen de burada yasıyorum
Mesajlar: 4.494
| Artık tum kayak merkezlerimizin; snowmaker yapay kar destigine gecmesi ve gece saatlerinde bulunan her -5 ve daha altı derecelerde de ve pistlerde kar olsa bile, ıskalamadan kar yapıp stoklaması sart Malum olan su ki; zamanımızda artık Alp buzullarının neredeyse tumunde bile, ustelik bunların en yuksek kayak alanlarında bile, teknolojik snowmaker yapay kar teknik destegi var ve dahası, bu yapay kar destegi de bu yuksek kayak alanlarında bile cok da yogun olarak kullanılmaktadır. Acıkcası; global meteorolojik gidisat da, artık bunu gerekli ve sart da kılıyor. http://gundem.milliyet.com.tr/iki-ka...60/default.htm 25 Aralık 2012 - 02:30 Milliyet.com.tr » Gündem»
Yapılan bir araştırma Batı Antarktika’nın yarım yüzyılda 2.4 derece ısındığını gösterdi. Ortaya çıkan rakam küresel sıcaklığın 2 katı üzerinde kaldı. Antarktika’daki erime daha önceki hesaplamalara göre çok daha fazla... Yorum: 4  DIŞ HABERLER SERVİSİ ABD’de yürütülen araştırmalar, Antarktika’nın batı yakasında buzulların erime hızının sanılanın iki katı daha yüksek olduğunu ortaya koydu. Ulusal Atmosfer Araştırma Merkezi’nin başı çektiği yeni araştırma, Batı Antarktika’nın son yarım yüzyılda 2.4 derece daha çok ısındığını gösterdi. Önceden hesaplanan kutup sıcaklığının iki katı üzerinde kalan bu rakamlar, ortalama küresel sıcaklığın bile neredeyse üç katı üzerinde kalarak bölgeyi dünyanın en hızlı ısınan noktalarından biri haline getirdi. Antarktika’nın 26 milyon kilometrekare alanı kaplayan buzuluyla en soğuk bölgesi olan batısında yaşanan sıcaklık değişimi bilim dünyasında geniş yankı buldu. ABD’de yayımlanan Nature Geoscience dergisinde pazar günü yer alan araştırma raporuna göre, okyanuslardan gelen sıcak su dalgaları bölgedeki ısı dengesini tehdit eden yeni bir unsur haline gelmeye başladı. 3.3 metre yükselebilir Yaz aylarında ısı artışına bağlı olarak nispeten eriyen buzullarda 1958 ila 2010 yılı arasında daha sık çözülme görüldü. Araştırmada yer alan ABD’nin Ohio Üniversitesi’nden uzmanlar, bölgedeki buzul oranının dünyadaki su seviyesini 3.3 metre yükseltebilecek kapasitede olduğuna dikkat çekiyor. Son yüzyılda deniz seviyelerinin 20 santimetre yükseldiği belirlenmişti. Köpekbalıkları sıcak sudan kaçıyor Avustralya’nın Batı Balıkçılık Kurumu tarafından yapılan yeni açıklamada, geçen yaz Hint Okyanusu’nda yaşanan 5 derece ısı artışının köpekbalığı saldırılarında etkili olduğu belirtildi. Uzmanlar, köpekbalıklarının sıcak sudan kaçarak soğuk suyu takip ettiğini ve böylece insanların suya girdiği bölgelere ulaştığını belirtti. Geçen yaz 5 kişi bu saldırılarda yaşamını yitirmişti. Onemli Bir Not: Bu aynı konuyla ilgili olarak; sizlere biri İspanya'dan, digeri de komsumuz Yunanistan'dan ( Yani Yunanistan'da bile var ) toplamda 2 ornek vermek istiyorum ve bunların linklerini de hemen altta ekledim, Ama bizimkilerin ve genel olarak bu gidisatı hala hic umursadıkları bile yok, herhalde bu konuda Allah'a dua etmek yetecek sanıyorlar. http://www.snow-forecast.com/resorts...na/photos/6507 http://www.snow-forecast.com/resorts/Vermio Saygı ve sevgilerimle. Oner Govsa |
| Konu Oner Govsa tarafından (26 December 2012 Saat 19:48 ) değiştirilmiştir.. | |
|
| |
|
1 January 2013, 16:28
| #22 (permalink) |
| Üyelik tarihi: Nov 2009 Nerden: izmir karsıyaka dogumlu ve halen de burada yasıyorum
Mesajlar: 4.494
| Milliyet.com.tr » ( 01 OCAK 2013 TARİHLİ VE EN YENİ BİR HABER ) Gündem» <LI class=current>Haber http://gundem.milliyet.com.tr/antarktika-yok-olursa-iklim-sistemi-coker-/gundem/gundemdetay/01.01.2013/1649543/default.htm Antarktika yok olursa iklim sistemi çöker! Yüzde 98’i buzullarla kaplı Antarktika’nın 50 yılda 2.4 derece ısındığını söyleyen Dr. Çetin, “Kutuplar yok olursa dünyanın iklimi kökünden değişir. Besin zinciri kopar. İnsanoğlu büyük bir felaketle karşılaşır” dedi Yorum: 0  Geçtiğimiz günlerde gazetelerin ön sayfasında yer alması gereken bir haber, ara sayfalardan verildi. “Antarktika’nın batı yakasındaki buzulların erime hızının sanılanın 2 katı daha yüksek olduğunu ortaya koyan bir bilimsel araştırmanın ürkütücü sonuçlarıydı. ABD Ulusal Atmosfer Araştırma Merkezi’nin başını çektiği yeni araştırma, Batı Antarktika’nın son yarım yüz yılda 2.4 derece ısındığını gösterdi. Oysa 1 yüzyılda yaşanacak 1 derecelik artışın bile büyük felaketlere sebep olacağı biliniyor.‘En kötü senaryolar’ Başka çarpıcı bir haberde 2007 yılında dünya gündemine oturmuştu. Uluslararası uzmanlardan oluşan bir ekibin dört yıl boyunca yapmış olduğu araştırmanın hayret verici sonuçlarıydı. Araştırma, Güney Kutbu’nda sera etkisi yaratan gazların birikmesi ve ozon tabakasındaki incelmenin neden olduğu hava akımları sonucu denizin karbon dioksiti soğurma yani emerek tutma kapasitesinin “doyma noktasına” geldiğini ortaya koymuştu. Böyle bir durumun 40 yıl sonra meydana geleceği öngörülüyordu. Bilim insanları felaketin hızına bir kez daha şaşırmak zorunda kaldılar. 24 yıldır faaliyette olan Hükümetlerarası İklim Birliği Paneli’nin (IPCC) değişik zamanlarda yayınlamış olduğu raporlarda hep olumsuz tablo çiziliyor, ancak gerçekleşen olaylar bu raporlardan çok daha kötü bir düzeyde yaşanıyor. Bu nedenle yayınlanan her raporda daha kötü bir senaryo çizilmek zorunda kalınıyor. Dört derecelik artış! Dünya Bankası’da 12 Kasım 2012’de Küresel Isınma’nın getireceği kötü sonuçlara ve felaketlere dikkat çeken acı bir rapor yayınladı. Bugünkü ortalama sıcaklığın Endüstri öncesi döneme göre zaten 0.8 derece artmış olduğunu belirttikten sonra 2 derecelik bir artışın artık engellenemez göründüğünü, ülkeler mevcut gaz salınım hedeflerini tuttursalar bile 2100 yılında 4 derecelik bir artış olacağı uyarısını yapıyor. Dünyanın atmosfere saldığı karbondioksit miktarı bilimsel raporlara göre 2006 yılında 26 milyar ton iken, 2008 yılında da 32 milyar ton civarında olmuştur. 2012 yılı itibariyle yaklaşık 35 milyar ton kadardır. Uluslararası Enerji Ajansı verilerine göre yüzyılın sonunda sıcaklık artışını 2 derecenin altında tutmak için gerekli salınım miktarı maalesef 2017 yılında aşılacak. Her yıl 80-100 milyon otomobil üretilen ve binlerce termik santralin olduğu bir gezegende bu miktarların bile aşılacağı acı bir gerçektir. Güney Kutbu kendisine en kıta olan, Amerika’ya yaklaşık 3500 kilometre, Türkiye’ye 15.000 kilometre uzaklıkta olup, dünyanın insan işgaline uğramamış son büyük bölgesidir. Bilimin en büyük öncelik olduğu bu kıtada sadece araştırmalar yapan bilim insanları yaşar. Hiçbir ülkeye ait olmayan bu emsalsiz alan, 1959’da 46 ülkenin imzalamış olduğu antlaşmayla barışçıl bilimsel işbirliğine adanmış tek kıta olmuştur. Avustralya’nın 2 katı büyüklüğündeki Antarktika kıtasının hemen hemen tümü (yüzde 98) buzla kaplıdır. Dünyadaki buzulların yüzde 90’ı (yaklaşık 30 milyon kilometreküp) Antarktika’da bulunur ve bu buzullar dünyadaki temiz suların yüzde 70’ini içerir. Dengeler bozuluyor Her şeyden önce kıta, dünya iklim sisteminin soğutucu birimidir ve bu etkinin dünya rüzgâr desenlerinin oluşumunda önemli bir yeri vardır. Ayrıca Güney Yarımküre’de yaz mevsimi geldiğinde, Antarktika’da eriyen buzulların soğuk suları dibe çöker ve okyanus akıntı sistemine katılır, ardından pasifik okyanusuna yönelir. Bu nedenle Antarktika hem öz soğukluğu hem de okyanus akıntı sistemine aktardığı soğuk suları nedeniyle dünya iklim sistemi açısından çok önemlidir. Kutup bölgelerindeki buzulların en önemli özelliklerinden biri de güneşten gelen ışınları belli oranda uzaya geri yansıtabilmeleridir(Albedo özelliği). Küresel ısınma nedeniyle ortalama karasal ve denizsel sıcaklıkların hızla artması buzul kütlelerinin hacmini sürekli azaltmaktadır. Bu durum bir kısır döngü şeklinde lokal ve küresel ısınmayı da artırmaktadır. Küresel Isınma’nın etkisiyle şimdiden dünyadaki buzulların yüzde 40’ı erimiş durumda. Buzulların hızla erimesinin diğer bir sonucu okyanusa karışan devasa miktarda tatlı su kütlesidir. Okyanus akıntıları tuzlulukla doğrudan alakalı olduğu için, gelecekte okyanusa karışan tatlı su nedeniyle akıntı sistemlerinin dengesinin bozulacağı tahmin edilmektedir. Okyanus akıntı sistemi dünyadaki tüm akarsuların 20 katı kadar su taşımaktadır. En büyük görevi dünyamızın ısı dağılımını dengeleyerek iklimin stabilliğini sağlamaktır. Ancak bugün geldiğimiz noktada okyanus akıntı sistemlerinin bozulması, dünya rüzgâr desenlerini de doğrudan etkilediğinden iklimsel stabiliteyi hızla kaybediyoruz. Milyonlarca yılda oluşmuş iklim sistemimizin dengesi bozuluyor! Kimyasallara dikkat! 1985 yılında bilim insanları Antarktika üzerindeki, ozon tabakasında dev bir delik fark etti. Ozon tabakası güneşden gelen zararlı mor ötesi ışınları engeller. Bugünden itibaren ozon tabakasına zarar veren hiçbir gaz salınımı gerçekleştirmezsek, ki bu mümkün görünmüyor, deliğin ancak 2050 yılında kapanabileceği hesaplanmış durumda. İnsanların nehirlere döktüğü kimyasallar önce denizlere, sonra okyanuslara, daha sonra da akıntı sistemleriyle kutuplara ulaşır. Benzer şekilde hava akımıyla sürüklenen kimyasallar da yağışla Antarktikaya düşebilir. Nitekim Antarktika’daki fok balıkları, penguenler, balinalar ve deniz kuşlarında zararlı kimyasalların izine rastlanmıştır. Bu kimyasallar arasında çok uzun zaman önce yasaklanmış olan DDT’ler gibi ölümcül kimyasallar da vardır. Bu durum yaptığımız hataların mesafe tanımaksızın ekosisteme ne kadar uzun vadeli zararlar verebileceğine çok çarpıcı bir örnektir. Hiç yaşanmayan felaket Gerek ozon tabakasının delinmesi gerekse okyanus sularının fiziksel ve kimyasal parametrelerinin bozulması ve gerekse kirleticiler okyanus biyoçeşitliliğini tehdit etmeye başlamıştır. Bu değişiklikler okyanus besin zincirinin temelinde yer alan mikroskobik bitkisel ve hayvansal organizmaları etkilemektedir. Dünya ekosisteminin kuralları nettir, besin zincirinde planktonlarla beslenen canlılar ve birbirini yiyerek hayatta kalan zincirin diğer halkaları vardır. İnsanoğlu da bu zincirin halkalarından biridir. Okyanuslardaki mikroskobik canlılar bu zincirin gezegene tutunduğu noktadır, kopması tüm zinciri ve elbette insanlığı da etkileyecektir. Kutuplar yok olursa tüm dünyanın iklim sistemi kökünden değişir, besin zinciri kopar ve insanoğlu hiç yaşamadığı bir felaketle baş başa kalır. Antarktika bizden 15.000 kilometre uzakta olsa da oradaki çöküş hızlandığında göreceğiz ki gezegenimiz bir bütün ve uzak sandığımız yerlerde yaşanacak sorunlar kısa zamanda bizi de etkileyecektir. Unutmayalım, gitmesek de, görmesek de, Antarktika bizim köyümüzdür! VELHASIL; ARTIK TUM KAYAK MERKEZLERİMİZDE SNOWMAKER YAPAY KAR TEKNİK DESTEGİ SART HALİNE GELMEKTE VE HATTA COKTAN BİLE GELDİ ZATEN, AMA !!!!??? Onemli Bir Notun, Maalesef Yine Bir Tekrarı: Bu teknolojik Snowmaker yapay kar teknik destegiyle de ilgili olarak; sizlere biri İspanya'dan, digeri de komsumuz Yunanistan'dan ( Yani Yunanistan'da bile var ) toplamda 2 ornek vermek istiyorum ve bunların linklerini de hemen altta ekledim, Ayrıca ve artık gunumuzde; bu snowmaker yapay kar destigi genel ortalama kulanım oranı, sırasıyla; Alp'lerde % 75 veya % 80'ler seviyesinde, ABD kayak merkezlerinde % 90'ların da uzerinde, Kanada, Kuzey Avrupa ve Japon kayak merkezlerinde de ve hatta Alp buzulların en yuksek kayak alanlarında bile zaten vardır ve cok yogun olarak da kullanılmaktadır. Ama bizimkilerin ve genel olarak bu gidisatı hala hic umursadıkları bile yok, herhalde bu konuda Allah'a dua etmek yetecek sanıyorlar. DİKKAT: ALTTA ACILAN LİNKLERDEKİ RESİMLERİN TARİHLERİNE DE BİR BAKIVERİN İSTERSENİZ. http://www.snow-forecast.com/resorts...na/photos/6507 http://www.snow-forecast.com/resorts/Vermio http://www.snow-forecast.com/resorts/Vermio/photos/8894 http://www.snow-forecast.com/resorts/Vermio/photos/8895 Dahası; sayet etkin bir snowmaker yapay kar destegi bulunsa ve yogun olarak da kullanılıyor olsa, o zaman zaten buzlasmıs pistlerin uzerine puskurtulecek yeni yapay kar ile de birlikte ve bu kez de bu ilave yapay kar snowtrack'la sıkıstırılıp pistlerde de zemin islahı yapılsa, buzlanma sorunu da buyuk olcude ortadan kalkacak, ama simdi ve ufukta uzun zaman icin de sayet bir dogal kar yagısı gorunmuyorsa ( ki suanki goruntu de, zaten ve tam olarak da bu ), ustelik gunduzleri de hava biraz sıcak ise, dahası bir yapay kar destegi sistemi de yoksa, iste o zaman isletmeci gece donmus kar'ı snowtrackla islah etmeye kalkısmaz, cunku bu uygulama mevcut kar tabakasını zaten cok daha da hızlı eritir ( zaten kar gece donmasa, cok fazla bir hızla ve hemen de eriyiverir, kar'ı biraz tuttan zaten gece donuyor olması ), ama sayet 2 yada 3 gun sonra ciddi bir kar yagısı geliyorsa ve bundan da yeterince eminse, iste ancak o zaman pistlere snowtrack'ları sokar, buzlanmayı biraz kırar ve zemin islahını da yapar. O sebeple aslında yapay kar destegi, esasında bu tur sorunların cozumu icin de yine elzemdir. Saygı ve sevgilerimle. Oner Govsa |
| Konu Oner Govsa tarafından (1 January 2013 Saat 16:50 ) değiştirilmiştir.. | |
|
| |
|
5 January 2013, 02:21
| #23 (permalink) |
| Üyelik tarihi: Nov 2009 Nerden: izmir karsıyaka dogumlu ve halen de burada yasıyorum
Mesajlar: 4.494
| Global İklim Degisikligiyle alakalı; yeni ve guncel bir haber daha, ama moralinizi henuz pek bozmayın. Saygı ve sevgiyle Oner Govsa http://gundem.milliyet.com.tr/alaska...68/default.htm 04 Ocak 2013 - 02:30
Küresel ısınmaya rağmen Alaska’da ısı seviyesinin 16 derece düşmesi bilim dünyasının şaşırttı. Ancak biyolog Prof. Çetin ‘Bu sonuç küresel ısınmayı çürütmez, doğrular. Soğuma da iklim değişikliğinin bir parçası’ dedi  DIŞ HABERLER SERVİSİAlaska İklim Araştırmaları Merkezi’nin yürüttüğü araştırmalarda, küresel değerlerin aksine Alaska’da ısı seviyelerinin 16 derece gerilediği ortaya kondu. Alaska Fairbanks Üniversitesi tarafından hazırlanan rapor, bilim dünyasında geniş yankı buldu. Zira, dünyanın en soğuk bölgelerinden olan Alaska’nın soğuması, küresel ısınmanın varlığına ilişkin süregelen tartışmalara yeni bir boyut ekledi. 2000’den bu yana 20 farklı iklim merkezinin kayıtlarını incelenip karşılaştırıldı. 20 merkezden 19’unda sıcaklık seviyelerinin gerilediği belirlendi. Sıcaklık eksi 50 Sıcaklığın eksi 50 dereceye kadar düştüğü Alaska’da yaşayanlar, en soğuk kışı geçirdiklerini söyledi. Uzmanlar, bu değişimi yine küresel ısınmanın bir sonucu olarak yorumladı. Alaska’daki ısınmanın 1977’den 1998’e kadar küresel ortalamanın iki katı üzerinde seyrettiği, fakat bu değişimin birden bire aksi yönde kırıldığına dikkat çekildi. Doğanın yenilenme payı kalmadı Alaska’nın sıcaklık değerlerindeki şaşırtıcı sonuçları Dokuz Eylül Üniversitesi’nden biyolog Prof. Barbaros Çetin Milliyet için değerlendirdi. Çetin, “Bu sonuç, küresel ısınmayı çürüten değil, aksine doğrulayan bir argümandır” diyerek soğumanın da iklim değişikliğinin bir parçası olduğunu açıkladı. Normal değerler değil Çetin, “Geçen yıl ABD Senatosu ‘küresel ısınma’ deyiminin kullanımdan çıkarılıp “iklim değişikliği” deyiminin kullanılmasına karar vermişti. Çünkü küresel ısınma denilince, iklim değişiklikleri yanlış anlaşılıyor. Oysa, okyanuslardaki sıcak-soğuk su akıntı sistemleri son 50 yılda hızla bozulmaya başladı. Buzlar eridikçe deniz ve okyanuslara tatlı su karışıyor. Bu tatlı sular, deniz suyunun fiziksel, kimyasal ve biyolojik özelliklerini değiştiriyor. Dolayısıyla milyonlarca yılda oluşan bu sistemler bozuluyor. Son 20 yıla bakarsak Kuzey ve Güney Yarımküre’de tropikal alanlarda 520 kilometrelik bir genişleme yaşandı. Tropikal bölgede yaşayan papağanların artık Orta Avrupa, Doğu Akdeniz, hatta Ankara’da bile kış mevsiminde beslenebildiğini görüyoruz. Geçen hafta İzmir ve Londra’da sıcaklık aynı gün 16 dereceydi. Bunlar normal değerler değil. Dünya iklim sisteminde kısa süreli soğuma ve ısınma olaylarını artık çok sık görüyoruz ve göreceğiz. Doğanın kendini yenileme payı kalmadı” sözleriyle iklim değişikliklerinin dünya için ciddi bir tehdit oluşturmaya devam ettiğinin altını çizdi. RÜKZAN SAĞIR |
|
| |
|
5 January 2013, 16:23
| #24 (permalink) |
 Üyelik tarihi: Dec 2008 Nerden: Norrland
Mesajlar: 329
| Öner abi, Isınmaya bağlı soğumalar elbet olacak. Örneğin Körfez Akıntısı zayıflayınca İrlanda'da kayak yapılacak muhtemelen. Ama bunlar bir süre. 30-50 sene en fazla. Sonra ısınma geri dönülemez hale gelmiş olacak. Bence de kimse moralini bozmasın ama önlem alsın. İnsanoğlu böyle üretir, böyle tüketirse bu sera gazlarıyla bu küre ısınır. Kayağın sonu mu gelir? Birçok uyum stratejisi geliştiriliyor gelmesin diye ama doğayı değiştirmekten kaynaklanan sorunları yine doğayı değiştirerek düzeltmek nereye kadar? Dolayısıyla önce sera gazı azaltım stratejilerine eğilmemizde fayda var. Beklemeden. Hem gündelik hayatımızı buna göre düzenlemeli hem de yetkili kurumlarımızı uluslararası protokollere uymaya zorlamalıyız. Ya da çocuklara torunlara anlatacak özürleri şimdiden bulalım derim. |
| www.hizkayagi.com | |
|
| |
|
5 January 2013, 18:49
| #25 (permalink) | |
| Üyelik tarihi: Nov 2009 Nerden: izmir karsıyaka dogumlu ve halen de burada yasıyorum
Mesajlar: 4.494
|
Saygı ve sevgiler. Oner Govsa | |
|
| |
|
11 January 2013, 22:21
| #26 (permalink) |
 Üyelik tarihi: Sep 2012 Nerden: Istanbul
Mesajlar: 1.057
| Bugün kontrol ettin. Val d'isere'de 917 tane yapay kar makinası varmış. Onlar "canon de neige" diyorlar. Tahminimden çok daha fazla varmış. Kayarken insan çok azını farkediyor. Türkçesi "kar tabancası" gibi düşünülebilir. |
|
| |
|
26 January 2013, 15:51
| #27 (permalink) |
| Üyelik tarihi: Nov 2009 Nerden: izmir karsıyaka dogumlu ve halen de burada yasıyorum
Mesajlar: 4.494
| Bu Gunku Millyet Dıs Haberler Servisinin İklim Degisikligiyle İlgili Haberi. Saygı ve sevgiyle de ilginize. Oner Govsa 26 Ocak 2013 - 02:30
Güney Amerika kıtasındaki And Dağları’ndaki buzullarda rekor seviyede bir erime yaşanıyor. Uzmanlar buzulların 1970’li yıllardan bu yana yüzde 30 ila yüzde 50 oranında eridiğini açıkladı. http://gundem.milliyet.com.tr/and-da...62/default.htm  DIŞ HABERLER Avrupa Jeoloji Birliği tarafından yayımlanan Cryosphere dergisinde yer alan araştırmaya göre And Dağları’nın tropik kısımlarındaki buzullar son 300 yılın en hızlı erime sürecine girdi. And Dağları’ndaki buzulların erime nedeni olarak ise 1950 ila 1994 yılları arasında bölgedeki hava sıcaklığının 0.7 derece artmış olması gösterildi. |
| Konu Oner Govsa tarafından (26 January 2013 Saat 15:53 ) değiştirilmiştir.. | |
|
| |
Normal
