| Burda esas dikkat çeken şey, yönetimden birinin kurduğu söylenen ve ülkemizde kış sporlarının gelişmemesine neden olan zihniyeti yüzümüze tokat gibi çarpan aşağıdaki cümle:
"Yani şimdi bu zor bir spor, ben mesela 10 yıldır burdayım bi kere bile kaymadım, herkes de kaymak zorunda değil ki!!!"
Sonra gelip buraya ağzımızın suyunu akıta akıta yazıyoruz "Bansko şöyle", "Jahorina böyle" diye; elin gariban, ezik Bulgar'ı, Boşnak'ı nasıl bu kadar güzel bir tesis yapmış ve bu kadar iyi işletebiliyor diyoruz.
İşte tam da bu sebepten; çünkü oralarda herkes kayıyor! İşleten kurumun yöneticileri de kayıyor, lift operatörleri de kayıyor, kafe çalışanları da kayıyor. Bansko'da dansçı kızlar, fotoğrafçılar, fotoğraf çektiren maskotlar bile bir yerden bir yere kayarak gidiyor. Tabii ki o zaman yönetimin işletmeciliğe, çalışanların da işine bakışı farklı oluyor. Bizde bütün dağlar otellerin tekelinde ve otelcilik mantığıyla işletiliyor. Otellerin elinde olmayan bölgelerde de maalesef durum farklı değil; yine bilgisizlik, ilgisizlik ve hızlı kâr etme gayesinden ne altyapı geliştiriliyor, ne de mevcut altyapı düzgün işletiliyor.
Oralarda mevcut olan dağ kültürü bizde maalesef yok. Hayli dağlık bir ülke olmamıza rağmen dağlara sırtını çevirmiş bir milletiz. Aynı şekilde, ilkokuldan beri "üç tarafımız denizlerle çevrili" diyoruz, ama olimpiyat barajını aşabilen tek yüzücümüz aslında Ukraynalı. Yazın denize diye gidip, orda da yine mangal yakıyoruz. Sosyoekonomik seviye yükselince de maalesef "mangal" dışında değişen bir şey olmuyor; "denize gitmek"ten kasıt yüzmek değil; falanca "beach"te poz kesmek, güneşlenmek, çok yanınca kafayı suya sokmadan birkaç dakika serinleyip çıkmak oluyor. Kışın da bu iki grup yerini sadece "haftasonu Kartalkaya'daydık şekerim" diyebilmek için dağa giden kitleyle, "aman kayak mı, zenginlerin aptal icatlarından, işleri güçleri yok bunların rahat batıyor, mis gibi yatmak, sıcakta gezmek varken gidiyorlar soğuğun buzun içine sonra bir de sakatlanıyorlar filan, hiç gerek yok" diyen kitleye bırakıyor.
Özetle bu zihniyetlerden dolayı Türkiye'de aslında her tesis kötü ancak Kartepe Green Park en uç noktada. Geçen sezon sonunda Kartalkaya'da müthiş kar varken tesisler kapalı olunca, Uludağ'da ise sadece tek lift açık olunca mecburen gitmiştim, o telesiyejlerin eskiliği, ikide bir yayalar için durması, kızakları geçtim, pistin kenarından atv'lerin geçmesi filan gibi şeyleri görünce zaten daha da gitmem. Yoksa üzülerek söylüyorum ki, otel yöneticilerinin saygısızlığına da, şiddete başvurmasına da pek şaşırmadım; görünen köy kılavuz istemez. |