Tekil Mesaj gösterimi
Alt 18 November 2014, 03:37   #14 (permalink)
demohayat
 
demohayat
 
Üyelik tarihi: Dec 2011
Nerden: Ankara
Mesajlar: 290
Durum: Balanced
Muguet´isimli üyeden Alıntı Mesajı göster
Aha bildiğim yerden geldi Arabayla Yunanistan'a dört kere gittim. Sakız Adası'ndan girdiğim biri haricinde her seferinde Yunan memur (burayı Yunan aksanıyla okuyoruz) "Uluslararasi ehliyet ve yesil sigorta" diye sordu. Sakız Adası'na arabayla giriş fazla olmadığı için oradaki memur Türkçe olarak soramadı haliyle, ama İngilizce olarak soruyor merak etmeyin.

Özetle şu anda uluslararası ehliyet mutlaka isteniyor, kardeşimde İngiliz ehliyeti olduğu için sağolsun sayesinde rahat rahat gidip geliyoruz. Yunanistan'da ben de kullandım uluslararası ehliyetim olmadan, ama yakalanmadım, yakalansaydım da ne olurdu bilmiyorum.

Ehliyet hassasiyetine karşın, AB ülkelerine girişte en az 30.000 EUR teminatlı bir seyahat sağlık sigortası da zorunlu olmakla birlikte kapıda sorulduğunu hiç görmedim.

Adamlar bu kadar uluslararası da uluslararası diye tuturunca ben de sandım özel sınavla veriliyor, meğer Seyrantepe'ye gidip parayı bastıran herkese sorgusuz sualsiz veriliyormuş. O zaman bu işin mantığı neresinde? Bir suç işleyince oradan direk bulabiliyorlar mı nedir, artık onu bir başka bilen açıklasın.

Uluslararası ehliyetin kalkması epeydir gündemde olan bir konuymuş, Ağustos'ta Yunanistan turumuz dönüşünde kardeşim "hadi iyisin artık tek başına gidersin" diye müjdelemişti. Ama ben o yolu tek başıma gidecek kadar salak değilim. "Yol"dan kastettiğim tabii ki yolun Türkiye sınırları içinde kalan kısmı, kesinlikle KORKUNÇ. Geçen sene Pamporovo'ya giderken "Bulgaristan'ın yolları kötü" diye uyarmışlardı, ama gidince gördüm ki bizimkinden iki kat iyi durumda onlar da.

Bizde zaten dünyada eşine pek az rastlanan; yolu tamamen kendine ait sanan, duracağını, döneceğini ufak bir parmak hareketiyle bildirme ihtiyacı hissetmeyen, aynalarına bakmayan, baksa bile yolu büyük bir keyifle bir güzel tıkayıp, zar zor solladıktan sonra da uzunları yakarak altındaki arabaya bakmadan kendini şoför, ya da şoförlüğü sadece basmak sanıp gazı kökleyen maganda sürücü bolluğuna ek olarak; yetersiz altyapıyla, işaretleme eksikliklikleriyle, yanlış planlanmış kavşaklarla, HİÇBİR işaret olmadan birden başlayan yol çalışmalarıyla uğraşmak zorundasınız. Hele gece ise ve bütün bunlar zifiri karanlıkta oluyor, kullanılan sessiz olmayan asfalt tipinin yansıtma özelliğinden farla da pek bir şey görünmüyorsa, yol genişletme çalışması olan yerde yanda inşaat halindeki şeride kafasına göre giren çıkan bir sürü tipleme varsa iyice tadından yenmez.

Neyse başlamışken biraz Yunan yollarını anlatalım da gelecek nesiller yararlansın, belki sonra Bansko konusuna da eklerim.

Sınırda bekleme konusunda; biz özellikle ayarlayıp gümrüklere hep boş saatlerde girdik ve hiçbirinde yarım saatten pek de fazla beklemedik. Yoldaki tırlar mümkün mertebe araçlara yol vermeye çalışıyor ama bazen yolun çok daraldığı yerler de oluyor, böyle bir durumla karşılaşınca da biraz zaman kaybı oluyor. Tatil dönemlerinde ve kalabalık saatlerinde gümrükte çok daha uzun kuyruk bekleyenleri de duyduk tabi, bayramda, sömestrede gidecekler hazırlıklı olsun her ihtimale karşı.

Sigorta, ehliyet, pasaportları verip, şansa denk gelirse canı sıkılan bir Yunan memurun bagajı açtırıp kapattırmak suretiyle yaptığı gümrük kontrolünden sonra direk Egnatia Odos'a giriyorsunuz. Türkiye sınırından başlayıp ta ülkenin öbür tarafındaki Igoumenitsa'ya kadar giden iki şeritli bir otoyol. Roma İmparatorluğu zamanında İstanbul'dan batıya giden ticaret yolunun adı "Via Egnatia"ymış, otoyol da ona paralel gittiği için aynı adı vermişler. Ufacık sokağa da "odos" denirken koca otoyola da "odos" denmesi garip gelmişti bana. Neyse, Yunanca'nın yapısal tuhaflıklarını geçip konumuza dönelim.

Koca yolda sadece yedi yerde gişe varmış ama bana niyeyse sürekli durup 2.40 Euro veriyoruz gibi gelmişti. Baştan parası neyse verip bir sticker alayım da sonra durmadan geçeyim yapamıyorsunuz, ya da biz bulamadık. Fantazi yapıp alt yoldan gidecekseniz, ki kah Rodop Dağları'nın eteklerinde, kah Ege Denizi kıyısında çok güzeldir, radara dikkat edin. Sadece kamerayla değil eski usülle de kontrol yapılıyor. Ancak onlar da bizim gibi selektör yapıyor, biri size selektör yaparsa "niye sinirlendi ki bu şimdi?" demeyin ve tatlı bir fren yapın.

Bansko'ya gitmek için Kavala'dan kuzeye, Drama'ya doğru çıkacaksınız. Kavala-Drama arasında kalan yolun durumu iyi. Drama'dan sonrasına geçmediğim için bilmiyorum ama az sabredin, zaten topu topu 100-150 km bir şey kalmış olacak. Bu arada o kadar yolu gitmişken, Kavala, İskeçe, Dedeağaç, Gümülcine ve yan yolların üstündeki bir sürü minik köy ve kasaba gayet sempatik, görülesi yerlerdir, fazla vaktiniz varsa dinlene dinlene giderek buraları görme şansını değerlendirin. Vaktiniz yoksa, Kavala, Dedeağaç veya Gümülcine'de yemek molası verebilirsiniz. Otoyoldan çıkınca en hızlı ulaşılan Gümülcine'dir. Diğer şehirler artık neredeyse tamamen Yunanlaşmışken burası tam bir Türk kasabasıdır. Bulgaristan'da et yemekten gına gelmezse Sultan Tepe'ye uğrayıp her tatil dönüşü yemeğe gelen kardeşlerin selamını söyleyebilirsiniz. Şehrin geç saatlere kadar açık onlarca pastanesinde kendinizden geçebilirsiniz.

Vize konusu:
Bulgaristan vizesiyle sadece Bulgaristan'a girebilirsiniz.
Schengen vizesiyle de Bulgaristan'a girebilirsiniz. Ama sonra gidip vize aldığınız ülkede iki katı tatil yapıp, onu da çok net bir damgayla kanıtlayamayacaksınız, vizeyi farklı amaçla kullandığınız gerekçesiyle sonraki vizelerinizde sorun yaşarsınız. Sıkıntı yaşamamak için önce gidip vize aldığınız ülkede 2-3 gün geçirmenin bir faydası var, tabi sonrasında 2-3 hafta başka yerlerde takılmayacağınızı varsayıyorum; yoksa yine aynı sıkıntı olur. Damga net olsun diye özellikle söylüyorum, çünkü bu Yunanlıların mürekkep parası mı kalmadı nedir, iki Yunanistan girişimde de çok zorlayınca sadece Kipoi okunur, onun dışında ne ülke, ne tarih hiçbir şey okunmuyor. Bir başvuruya muhtemelen 30 saniye ayıran memur da, diğer ülkelerin damgaları oldukça netken onu okumakla uğraşmayıp vizeyi ağırlıklı olarak başka ülkerelere girmek için kullanmış muamelesi yapabilir.

Bu arada Yunanistan'dan aldığım ve 2 kere Yunanistan'a, birer kere de Avusturya, Macaristan ve Bulgaristan'a gitmiş olduğum vizemle Sofya Havalimanı'ndan giriş yaparken hayatımda değil Almanya'ya, İngiltere'ye yerleşmeye giderken bile duymadığım soruları duydum, Bulgar memurlarının kafası güzel galiba. Bu yüzden tek uçak inmesine rağmen uzayıp giden bir sıra oluyor, ülkeye giriş kara sınırından geçişten daha uzun sürüyor.

Bu noktada çok önemli bir hatırlatma, Bulgarların sinir bozucu düzeyde suratsız, kaba, asabi ve işgüzar olduklarıdır. Arada düzgünleri, hatta çok sempatikleri de yok değil; ancak havalimanında, otelde, restoranda, gişede, liftlerde; her yerde asık suratlı, ultra mega soğuk ve sinir bozucu tipler olacak, hazırlıklı olun. Sokakta yanındakiyle çok neşeli bir şekilde konuşmanın, gülmenin bile tuhaf karşılandığı bir memleket sonuçta, mazur görün bu soğukluklarını ve kabalıklarını.

Aslında başta konuyu dağıtmadan güzel güzel paylaşacaktım bildiklerimi ama sayfa otomatik yenilenip bütün yazdıklarım gidince biraz "anılar" moduna geçtim galiba, kusura bakmayın.
Abi birde özet geçsende bizede bilgilensek ya

Sabri Berkcan ERÖZCAN / Ankara
Çankaya University Formula-G CARTEMT Solar Car Team
Elan RaceSX
2012 Yeni I30 Style Dizel Otomatik & 2010 Hyundai i20 1.4 CVVT Style
i30club.com
Elan RaceSX
demohayat isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla